Camiler Ve Camilerin Verdiği Mesajlar

Tarih: 2013-10-08 | Yazar : Faruk Arvas | Kategori : Genel

1986 yılından bu yana Diyanet İşleri Başkanlığınca her yıl Ekim ayının ilk haftası ‘CAMİLER VE DİN GÖREVLİLERİ HAFTASI ‘ olarak kabul edilmiştir.

Müslüman’ın fert, cemiyet, ruh ve gönül aleminde çok büyük bir etkiye sahip olup, adeta Müslüman halkın et ve kemiğiyle kaynaşan ve inanan insanları o ölçüde de ruh ve bedenleri ile birleştiren, kaynaştıran CAMİ’yi daha iyi anlamak, verdiği İlahi ve cihan şümul mesajları daha iyi kavramak için ‘CAMİ RUH VE ŞUURUNU’ toplumda daha iyi yerleştirmek için inanan kimseye büyük görevler düşmektedir.

Toplumu DİN ve dini konularda aydınlatmak gibi ulvi bir vazifeyi omuzlamış DİYANET CAMİASININ bir ferdi olarak Camiler Haftasında, toplumumuza konularında bazı aydınlatıcı bilgiler vererek camilerimizin hal lisanıyla verdiği bazı mesajları  ve Din hizmetini yapan DİN GÖREVLİLERİNİN omuzladıkları ulvi görevi dikkatlere arz edebilirsek, camiler ve Din Görevlileri haftasında hedeflenen maksatlara bir nebze ulaşmış olacağız.

CAMİ NEDİR VE BİZE HANGİ MESAJLARI VERMEKTEDİR… 

CAMİ, cemeden, toplayan, birleştiren anlamlarına gelen bir kelime olup toplanılan yerdir. MESCİD, secde edilen yerdir. Bu iki kelime şu gerçeği ifade etmektedir : ‘’Müslümanlar toplanmalı ve yüce YARATICILARI’na tam teslimiyetle secde etmelidir.’’

CAMİLER , dünyaya gönderilmiş ve yaratılış gayesini bilen, sonsuz nimetleriyle kendisini tanıttırmak isteyen YÜCE YARATICI’yı  tanıyan, onun hayat bahşeden nizamı’na teslim olan, aynı PEYGAMBER’e, aynı KİTAB’a inanan, aynı kıbleye yönelen  ve aynı ilahi davaya gönül veren İNSANLAR’ı ; renkleri, dilleri, ırkları, sınıfları, mevkileri, servetleri ne olursa olsun bir araya getiren, birleştiren, kaynaştıran, sosyal adaletin ve gerçek eşitliğin uygulandığı yegane uygulama merkezidirler.

CAMİLER, bir emme-basma tulumbası gibi halkın içinden müminleri toplar, sonra onları yine yerine dağıtır. Böylece halkın imanı tazelenir ve her zaman dipdiri kalır.

CAMİLER, mihrabıyla bir mabed, minberiyle bir tebliğ yeri ve kürsüsü ile bir okudur.

CAMİLER, halk ruhunun sağlığını koruyan ilahi kuruluşlardır.

CAMİLER, hayatımızda kıblegahımız olan KABE’nin birer sembolü ve birer şubesidirler. Kıble Müslüman’ın hayatına yön verdiği ve Müslüman her şeyi ile ona yöneldiği gibi, CAMİLER de inana’nın hayatına yön veren kutsi mekanlardır.

CAMİLER, bulunduğu yerin dindarlık ve medeniyet göstergesidir

CAMİLER, Müslüman için Hz. NUH’un gemisi gibi kurtuluşu, Hz. MUSA’nın asası gibi galibiyeti, Hz. İBRAHİM’in sofrası gibi bolluk ve bereketi, Hz. MUHAMMED(sallahu aleyhi vesellem)’ın SEVR mağarası gibi huzur ve emniyeti temsil etmektedirler. Kısacası CAMİLER, İslam varlığının alameti, şiarı, silinmeyen ve değişmeyen tapularıdırlar.

Dünyayı, kötülük, bozgunculuk ve rezalet dalgalarının sardığı, uçsuz, bucaksız bir denize benzetirsek,CAMİLER; bu denizin ötesine, berisine serpiştirilmiş KURTULUŞ ADALARIDIR. Buralar müminlerin ALLAH’a yükselen samimi sesleniş ve yakarışları ile kurtuluşa erdikleri ve günahlardan kurtuldukları birer rahmet ve mağfiret mekanlarıdır.

CAMİLER, imansızlık, ahlaksızlık, günah, isyan ve rezalet denizinde boğulmakla karşı karşıya kalan insanı, bu acınacak halden selamet sahiline çıkaran, içinde burcu burcu huzur, saadet ve sevgi kokan birer İlahi SEFİNE ve GEMİDİRLER…

CAMİLER, fert için toplumla kaynaşma yeri olduğu gibi, TOPLUM için ise, ümmetleşme bilincinin kazanıldığı yerlerdir. Bu sebeple RESULULLAH (sallallahu aleyhi ve sellem), Medine’ye yerleşmesiyle buradaki İslam toplumunu kuvvetlendirmek ve birbirine kenetlemek amacıyla attığı ilk adım  bir MESCİD yapmak olmuştur. Çünkü Müslümanlar arasındaki cemaatleşme bilinci ancak böyle gerçekleşebilirdi.

ALLAH’ın yeryüzündeki evleri diye anılan bu kutsal mekanlar içerisinde, bir İLAHİ ATMOSFER mevcuttur. Bu ilahi atmosfer Müslüman ferdi İslam toplumu’nun kopmaz bir parçası haline getirir.

Bu ilahi mekanlar’ın semtine uğramayanlar, kendilerini bu muazzam ilahi atmosferin dışına itmiş olurlar. Böyle olunca da bir saadet toplumu olan İslam toplumundan yabancılaşarak, bu toplumdan kopma mutsuzluğunu yaşarlar. Sevgili Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’in : hadis-i şerifi bunu ispatlamaktadır.




Etiketler: Cami, Siirt Müftülüğü


Yazarın (Faruk Arvas) Diğer Yazıları

  • Demek Mi 'racın  en büyük hikmeti Peygamberimiz Hazreti Muhammed'in (sallahu aleyhi ve sellem) büyüklüğü ve Allah-u Teala katında değeri nispetinde bir mucize ile taltif  edilmesi ve her yerde hazır, mekandan münezzeh olan, Allah-u Teala'nın dünya aleminin dışındaki alemlerde mevcut olan kudret ve azametine delalet eden ayetlerin, harikaların görülmesi ve göstermesidir.     

  • Şu kâinatın yüce yaratıcısı, kâinatı türlü türlü sanat ve zinetlerIe süslendirerek, şuur sahibi mahlûkatını seyir, tenezzüh ve imtihan için ona idhal etmiştir. 

  •  Varlıklar içinde en mümtaz ve en mükerrem bir şekilde yaratılıp, nihayetsiz terakki ve alçalışlara çıkacak ve inecek bir şekilde maddi ve manevi cihazat, duygu ve kabiliyetlerle donatılan insan; yüce yaratıcı tarafından bu dünya misafirhanesine aziz bir misafir olarak gönderilmiştir.

  • Mevlid sözlük manası itibarıyla doğum veya doğuş anlamındadır

  • İnsanı çok şerefli bir misafir olarak bu imtihan dünyasına gönderen Allah (cc), bu aziz misafire asıl görevini ve mutlaka gideceği ebedi vatanını unutturmamak için onu başı boş bırakmamıştır.

  • İslamın sadece Allah ile kul arasındaki bağları kuvvetlendiren, yani sadece ahiret hayatının saadetini hedefleyen bir din değil; aynı zamanda bir dünya nizamı ve dünya hayatının da mutluluğunu hedefleyen bir din olduğunu gösteren en güzel örneklerden birisi de, Ramazan ayında Müslümanlara vacip kılınan sadaka-ı fıtır’dır.

  • Sadaka-ı Fıtır, orucun kabulüne ,ölüm sekeratından ve kabrin azabından kurtuluşa vesiledir. Aynı zamanda sadaka-ı fıtır, yoksulların ihtiyacını gidermeye,bayram gününün neşesinden onların da istifade etmelerine bir yardımdır…

  • İbadetler yapılınca Allah’a yakınlık hasıl olur ve insan onun bir askeri gibi çalışır. Bütün hayatını onun emirlerine göre tanzim eder. 

  • Kainatı nizam içinde yaratan Allah (cc), bu nizamı anlayacak şuur sahibi insanı da yaratarak, yerin ve göklerin kaldırmaktan çekindikleri çok önemli bir vazife ile vazifelendirmek suretiyle bu dünyaya göndermiştir.

  • Ramazan bir bakıma tek tek her müslüman’ın ve grup grup bütün Müslümanların bir ay müddetle yeniden yoğun bir eğitime tabi tutulduğu bir aydır.

  • Varlıklar içinde en mümtaz ve en mükerrem bir şekilde yaratılıp, nihayetsiz terakki ve alçalışlara çıkacak ve inecek bir şekilde maddi ve manevi cihazat, duygu ve kabiliyetlerle donatılan insan; yüce yaratıcı tarafından bu dünya misafirhanesine aziz bir misafir olarak gönderilmiştir.  

  • Şimdi asıl mesele şudur: Allah’ın lutfuyla böyle bir peygamberin şerefli ümmeti olarak, böyle bir MEVLİD KANDİLİ’nde neler yapmalıyız? Nasıl olmalı ve davranmalıyız ki, ‘HAYIRLI ÜMMET’ vasfımızı koruya bilelim?

  • 12 Haziran’ı 13’e bağlayan gece Şaban ayının 15.gecesi olan Mübarek BERAT gecesidir.                              

  • Şimdi asıl mesele şudur: Allahu Teala'nın lütfüyle böyle bir peygamberin şerefli ümmeti olarak, böyle bir KUTLU DOĞUM yıl dönümünde neler yapmalıyız? Nasıl olmalı ve davranmalıyız ki, ‘HAYIRLI ÜMMET’ vasfımızı koruyabilelim? 

  • Bütün güzel sıfatların sahibi olan yüce Allah (cc) şu muhteşem ve muntazam kainatı kendi cemal ve kemalini yansıtan mükemmel bir ayna gibi yaratmıştır. 

  • Mevlit sözlük manası itibarıyla doğum veya doğuş anlamındadır. 

  • Cami ve Ruh Şuuru

    2013-10-10

    Müslüman, şimdiye kadar bir nebze izah etmeye çalıştığımız CAMİ kelimesi’nin ihtiva ettiği bu manaları anladığı, hayata geçirdiği ve hayatını buna göre yönlendirdiği zaman CAMİ RUH VE ŞUURU’na ermiş olacaktır.

  • 1986 yılından bu yana Diyanet İşleri Başkanlığınca her yıl Ekim ayının ilk haftası ‘CAMİLER VE DİN GÖREVLİLERİ HAFTASI ‘ olarak kabul edilmiştir.

  • Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerimi okuyup okutmak ve ona göre yaşantımıza yön vermenin önemini ifade eden sevgili Peygamberimizin birkaç Hadis-i Şerifini hatırlatmaya devam edeceğiz.

  • SORU : Ticaret malı nasıl değerlendirilerek zekatı verilecek?

  • İslamın sadece Allah ile kul arasındaki bağları kuvvetlendiren yani sadece ahiret hayatının saadetini hedefleyen bir din değil; aynı zamanda bir dünya nizamı ve dünya hayatının da mutluluğunu hedefleyen bir din olduğunu gösteren en güzel örneklerden birisi de, Ramazan ayında Müslümanlara vacip kılınan sadaka-ı fıtır’dır.

  • SORU) Göze dökülen ilaç orucu bozar mı ?

  • Soru: Ramazan orucuna ne zaman niyetlenilir?

  • 4)- Oruç, zenginleri fakirlere karşı insaf ve merhamete celbeder. Yardımlaşma hissini kamçılar. İnsafsızlık ve merhametsizlik dertlerini nurlandırır, aydınlatır. Hep tok gezen kimseler, oruca başlayınca açların halinden haberdar olmaya başlarlar.

  • Oruç, doğrudan doğruya nefsin firavunluk cephesine darbe vurarak sahibine aczini zaifliğini, fakirliğini ve her nefes Allah’ın vereceği kuvvet ve kudrete ne kadar muhtaç olduğunu gösterir. ‘’Kul’’ olduğunu bildirir.

  • Yüce mevlamızın her emrinde  biz Müslümanlar için pek büyük faydalar ve çok ehemmiyetli menfaatler vardır.