SEYYİD MUHAMMED EMİN ARVASİ

Seyyid Abdülaziz efendinin oğlu ve varisidir. 27 Zilhicce 1270 (1854) yukarı Doğubeyazıtta doğdu. 1332 (1914) yılında yine orada vefat etmiştir. Müceddidi ve Halidi olup büyükler yolunun adab ve terbiyesi ile yetişmiştir. 2.Meşrutiyetten  ve insanların dünyaya aşırı biçimde bağlandıklarını gördükten sonra Cum’a namazı dışında evinden dışarı çıkmazdı. Zaif ve nazik yapılı bir zâttı. Soğuktan sıcaktan mütessir olurdu. Ekseriya evinde oturur ilimle meşgul olurdu. Neden çıkmadığı sorulunca; "Herkes fasulyeden patatesten söz ediyor. Allahü teâlâdan bahseden kalmadı." buyururdu. Geceleri de uyumazdı. Oğlu Abdülhakîm Efendi; "Ben babamı hiç yatakta görmedim." demiştir.  Zikir, ibadet ve ilimle meşgul olurdu. İbadette çok gayretli idi. Kerametleri meşhurdur.

Geceleri parmaklarından sızan ışıkla yazı yazardı. Bu kerâmetini görenler bu ışıkta satırları sayardık demişlerdir.

Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretleri Doğubâyezîd'e akrabâ ziyâreti ve irşâd faâliyeti için her gidişinde Seyyid Muhammed Emin Efendi’de misâfir olurdu. Çok tatlı sohbetler ederlerdi. Bir defâ gidişinde Emin Efendinin bir oğlu dünyâya geldi. Ona muhabbetlerinin çokluğundan bu bebeği kucağına alıp ismini kendi ismi gibi Abdülhakîm koyup, hayır duâ etmişlerdir.

Mehmed Emîn hazretlerinin eserleri ve mevcud kitapları Rus işgâli sırasında yakılıp tahrib edilmiştir. Malları ve hayvanları da Ermeniler tarafından talan edilmiştir.

ANNEN VE BABAN EVLİYÂ İDİLER

Seyyid Muhammed Berzencî müftî olarak Doğubâyezîd'e gitmişti.Şehrin eşrafı ona hoş geldine gittiler. Müftü efendi; "Bu şehirde âlim ve âriflerden kimler vardır?" diye sorunca, Seyyid Mehmed Emîn'den bahsettiler. Onun husûsî hallerini bilmediği için bir müddet hoşgeldine gelmesi için bekledi. O gelmeyince, Müftî efendi kendisi ziyârete gitti. Evine varınca, ikinci kata çıkarıp; "Efendi içerdedir. Siz içeri buyurun." dediler. Müftî Efendi içeri girip selâm verdi. Kendini tanıttı.Sonra da hoş geldine gelmediği için sitem etti. Bu sitem nezâket ehli için ağır ve incitici bulunduğundan, Mehmed Emîn Efendi çok müteessir olup oturmasını ricâ etti. Fakat o anda Müftî efendi büyük bir dehşet ve korku içinde titremeye başladı. Mehmed Emîn Efendinin hanımı Seyyide Medine Hanım, kerâmetiyle bu hâlin farkına varıp alt kattan; "Şeyh Efendi misâfiriniz korkuyor, onu teskin ediniz." diye seslendi.O sırada Mehmed Emîn hazretlerinin oturduğu sedirin altında, bir arslanın saldırmaya hazır vaziyette işâret beklediği görüldü. Kalkıp eliyle sedirin altına işâret etti. Arslan kayboldu. Misâfiri elinden tutup iltifat göstererek teskin etti. Aynı sedirin üzerine oturttu. Kerâmetlerini çok gizlediği halde, bu kerâmeti iradeleri dışında vukû bulmuştu. Müftî Seyyid Muhammed Berzencî başından geçen bu hâdiseyi Seyyid Mehmed Emîn hazretlerinin oğluna aynen anlattıktan sonra; "Senin baban evliyâ idi.Annen de ondan aşağı değildi. Bunu benden işitmiş ol." demiştir.